GÜZEL SÖZLER






YETİMLERİ SEVİNDİR

Yaşadığın müddetçe dünyada olma cimri
Ağlayan yetimlerin gözyaşlarını dindir
Kalû belâdan beri Yüce Allah’ın emri
Her zaman ve her yerde yetimleri sevindir.

Allah rızası için aşk ile vecde dalıp
Gecenin geç vaktinde huşu içinde kalıp
Hazreti Muhammed’i kendine örnek alıp
Her zaman ve her yerde yetimleri sevindir.

O masum halleriyle gönüllere hep dolan
Reşit oluncaya dek yurtlarda huzur bulan
Vatan, millet uğruna babası şehit olan
Her zaman ve her yerde yetimleri sevindir.

Babasız çocuklara kol ve kanat gererek
İmkânları kullanıp yetimleri görerek
Sağlığın yerindeyken çok sevaba girerek
Her zaman ve her yerde yetimleri sevindir.

Öksüze ve yetime yardım benim niyetim
Yetim yurduna gider kestiğim kurban etim
“Şeytan asla yaklaşmaz sofranda varsa yetim”
Her zaman ve her yerde yetimleri sevindir.

Bulûğa girmemişse sorma sakın yaşını
Elinle okşayarak yetimlerin başını
Bunlarla paylaş dostum ekmeğini, aşını
Her zaman ve her yerde yetimleri sevindir.

Öksüz, yetim diyerek tepelerden süzmeden
Ömrün boyunca koru, kimsesizi üzmeden
Çevrendeki yetimi hiçbir zaman ezmeden
Her zaman ve her yerde yetimleri sevindir.

Adım atmadan önce düşün sen derin derin
Sevabın fazla ise cennettir senin yerin
Bir yetim olduğunu unutma Peygamber’in
Her zaman ve her yerde yetimleri sevindir.

Asla haksızlık etmez, Müslüman’ım ben diyen
Öldürseler ayrılmaz Hak yolundan katiyen
“Ateş yemiş demektir, yetim malını yiyen”
Her zaman ve her yerde yetimleri sevindir.

En az yılda bir defa hatim meali indir
Yolda kalan yetimi arabana al bindir
Fani olan bu dünya senin fani evindir
Her zaman ve her yerde yetimleri sevindir.

Şükrü ÖKSÜZ

Ben isterim ki!
Bulutlar ağlasın,
Ama çocuklar ağlamasın;
Hiçbiri öksüzlük,
Yetimlik nedir
duymasın...!
-Ataol Behramoğlu

Yetim

Yarası derin bağlamaz kabuk
Babası ölmüş annesiz yetim
Yüzünde sevinç izleri buruk
Felekle başbaşa kalmış yetim

Gözleri mahmur ufukta dalgın
Düşleri toprağa gömmüş yılgın
Azmini yüklenmiş yorgun argın
Maziden Allah`a kaçmış yetim

Talihi gülmez kapanmış esbap
Bir ömür hep çile çekmiş bitap
Ellerinde iflas etmiş hesap
Bi-günah sevabı saçmış yetim

Ne kadar uzanmışsa fani el
Peygambere aşok olmuş gönül
Yari gel deyip uzatınca el
Allah diyerek can vermiş yetim
Sair: Hüseyin Aydın

Sen Hiç Yetim Oldun Mu?

Sen hiç yetim oldun mu
Yetim nedir bilir misin
Anlar mısın babasızlığı

Ölüm gününü bir yemekli tören
Sandın mı
Bir toprak yığıntısı gösterdiler mi sana
Mezar diye
İnsanlar acıyarak baktı mı yüzüne
Birileri okşadı mı başını
Soğuk elleriyle

Buğulu cama hiç yanağını dayayıp
Yol gözledin mi
Arkadaşlarının baba diye
Seslendiğini duydun mu
Yorganı yüzüne kapayıp
Babam babam diye ağladın mı

Resimlerine bakıp
Gelir diye beklediğin oldu mu yıllarca

Sofranızın bir kenarı boş kaldı mı
Derin derin dalıp gittin mi o tarafa bakıp
Yemeğini yarım bıraktın mı

Yetimliğin mağdurluğu çöktü mü yüzüne
Soluk soluk
Omuzların düştümü önüne

Erkeğin E sini bilmezken
Bu evin erkeği artık sensin dediler mi sana
Nerden bilesin ki

Peki
Gözü yaşlı bir anne gördün mü
Genç
Çocukları kanatlarının altında
Çifte sıcaklığı hissettiren
Sım sıkı sarılan
Konuştukça yürekleri dağlayan
Ağlarken gözlerini saklayan
Kadınlığını bir tarafa bırakıp
Ekmeğini taştan sağlayan
Bilemezsin

Tabi
Nerden bilesin
Acının yetimi ızdırapla
Uyuttuğunu
Acının yetimi boynu bükük
Büyüttüğünü
Acının ömürleri
Tükettiğini

Sende çocuk oldun
Bende
Sende büyüdün
Bende

Yetim güler yanlış güler derler
Olsun
Ben dim dik ayaktayım
Ya sen?
Sair: Aytaç Sözen

2 yorum: